CUMHURİYETSİZLİK
(TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HERKESİN MİDİR ACABA ?)
Ülkemizde Cumhuriyet
kavramı,
“Ulusun, egemenliğini kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli
süreler için seçtiği vekilleri aracılığıyla kullandığı devlet biçimi”
Şeklinde algılanmaktadır ve aslında doğrusu da budur.
(Biz bazılarını sinirlendirmeyelim ve ULUS yerine UMUM, onun
yerine de HERKES diyelim.)
Aristo “Cumhuriyet,
HERKESİN çıkarını gözeten halk yönetimidir” demiş.
Günümüz Türkiye’sinde
HERKES gerçekten yönetimde halk olarak
temsil edilmekte midir,
Yoksa,
HERKES dendiğinde akla, yalnızca,
yüzde
bilmem kaçın oy verdiği temsilciler mi gelmektedir ?
Bu HERKES’den
herhangi birisi ortaya çıkıp,
“Bunlar benim
değil, kendi çıkarlarını temsil ediyorlar, dolayısıyla,
Benim
egemenliğim elimden alınmıştır” derse,
Ne olmalıdır
?
Bu sorunun
cevabını yaşasaydı Aristo’ya sorardık, o halde biz,
“Ne olmaktadır” sorusuna cevap alalım
Temsilcilerden.
Eğer cevap “BEN”
“BİZ” “BİZLER” benzeri, belirsizlik içeren ve
Egemenliğin
yerini alan söz yumağı halinde gelirse,
Anlamak
gerekir ki,
HERKESİN
egemenliği gitmiş, yerine,
“HERKESE
rağmen, BAZILARI için” yönetimi gelmiştir.
Bunun adı da
HERKESİN CUMHURİYETİ değil,
Solon’un
tabiriyle,
Bir tür dereceli Oligarşi, yani TİMOKRASİ olur ve
CUMHURİYETSİZLİK başlar.