Bir Seyler Yazmak

Merhaba,

Oğlum, baba bloguma bir şeyler yazdım, okur musun, deyince, önce o da nedir diye irkildim. Sonra, bu konudaki bilgisizliğime içerledim ve çaktırmadan soruşturmaya başladım.

Acaba bende BİR ŞEYLER yazabilir miydim?

Bakalım göreceğiz.

Saygılarımla,

Haluk Erpeden


3 Nisan 2014 Perşembe

ÇANKAYA'YA BIR KADIN YAKIŞIR

YENİ CUMHURBAŞKANI,
MUTLAK BİRLEŞTİRİCİ VE KUCAKLAYICI VASIFLARA SAHİP,
POLİTİKA ÜSTÜ, EĞİTİMLİ, KÜLTÜRLÜ, AYDIN,
TEMSİLİN EVRENSEL NİTELİKLERİNE HAİZ
BİR “KADIN” OLMALIDIR !
Ülkemiz, çok tehlikeli boyutlara ulaşmış bir kutuplaşma evresindedir.
Bu evrenin ötesi ise, kimsenin arzu etmediği, ancak, bilinçsiz olarak körüklenen bir kaos ortamıdır.
Geçtiğimiz seçim öncesinde ve sonrasında politikacılar, yazarlar, velhasıl laf kullanma sanatının icracıları tarafından halka layık görülen üslup, gerginliğin, hoş görüsüzlüğün, ötekileştirmenin körüklenmesinden başka hiçbir işlev görememiştir.
Ülkenin bir BİRLEŞTİRİCİ’ye acilen ihtiyacı vardır.
BİRLEŞTİRİCİ,
Şefkatli, hümanist, saygı ve sevgi dolu, anlayışlı, kucaklayıcı, özgürlükçü, hukukun ve adaletin üstünlüğünü tartışmayan, tartıştırmayan, halkını geniş bir aile olarak görebilen, gerçekleri yerinde ve zamanında algılayabilen, geleceği tahmin yetenekleri gelişmiş, Yaradan’ın tüm yarattıkları için eşit mesafede olduğunu idrak etmiş, kişiliği ve erdemi şüphe götürmez derecede sağlam, cesur,
Bir vatansever KADIN olmalıdır.
Bu vasıfları taşıyan bir KADIN bulmak zor olmasa gerek,
Aramızdan yetişmiş, varlıklarının bile farkında olmadığımız, YÜZLERCE akademisyen, iş kadını, düşünür, sanatçı, kamu görevlisi, emekçi, anne arasından birilerini bulmak, onları toplumun süzgecinden geçirmek ve sonunda o kadının üzerinde yoğunlaşmak,
Bu halkın, “ben halka hizmet etmek için varım” diyenlerden beklentisi değil, onlara verdiği talimattır ve hatta, emirdir.
BULUN O KADINI, GETİRİN MİLLETİN ÖNÜNE,
DURUN ARKASINDA, NEFES ALDIRIN HALKA
HATIRLAYIN, YUVANIZDAKİ, İŞİNİZDEKİ, ÇEVRENİZDEKİ
MENFAATSİZ “BİRLEŞTİRİCİLERİN”
HEP KİMLER OLDUĞUNU !
Haluk Erpeden
http://www.change.org/tr/kampanyalar/cumhurbaşkanı-seçimi-cumhurbaşkanimiz-bir-kadin-olmalidir

29 Mart 2014 Cumartesi

SİYASİ TERCİHE GÖRE OY KULLANMAK, KOMİK !

Her daim çok gülmüşümdür, hayıflanmışımdır,
Bu cümleye de,
Onu sıkıştıkça kullanan, az gelişmiş ülkenin,
Hiç gelişmemiş, hep aynı yerde otlayan,
Yazar, politikacı, aydın takımına da
"Oyunuzu siyasi tercihinize göre KULLANIN" !
Kainatta tek " MUTLAK " vardır kardeşim
O da, evreni yaratan ve değiştirilmesi tahayyül bile edilemeyen yasalarını koyan
YARADAN !
İnsan denilen yaratılanın, sonsuz zaafları vardır,
İnsan sırf onu yemeyi tercih ettiği için,
Balkonundaki saksıda balık yetiştiremez.
Benim tercihim budur der ve günde 5 öğün sadece balık yerse,
Telef olur gider.
Hele, hele kokmuş balık yerse daha da çabuk gider.
Ben muhafazakarım, DOLAYISIYLA,
Siyasi tercihim de AKP dir diyorsan,
Kokmuş balığı yemeyi sürdürürsen,
Geberip gittiğinle kalmazsın,
Yanında, çocuklarını, komşularını, sevdiklerini,
Özetle, ülkeni de götürürsün.
O zaman tek mutlak gücün, YARADANIN sana verdiği nimeti kullan,
AKILLI OL, ARTIK KOKMUŞ BALIK YEME, YEDİRME,
INSAN GIBI YAŞA,

ADAM GİBİ ÖL !
Haluk Erpeden

"MUTTAKİ" KARDEŞİM, HAKSIZ MIYIM ?

“MUTTAKİ” kardeşim, bu Pazar Günü, EVDEN ÇIKMA !
“O” senin sıfatını “evdekiler” olarak belirledi,
“O” her fırsatta, gücünü senden aldığını haykırdı,
“O” her şeyi senin adına, senin için yaptığını söyledi durdu.
Ama açık ve net olarak görüldü ki,
“O” haram yedi,
“O” masum yavruların ölüm emrini verdi,
“O” kitabımızla alay edenlere arka çıktı, destek verdi,
“O” seni, beni hakir gördü, aşağıladı,
“O” yırtık ayakkabı ile geldim dedi, oğlu rüyanda göremeyeceğin kadar çok parayı malı mülkü saklamakta zorlandı,
“O” en kutsal insanlık haklarını, özgürce yaşama, öğrenme, ifade etme, eleştirme, düşünme hakkını elinden alabilmek, senin gözünü daha rahat boyayabilmek uğruna, para havuzları kurdu, gazeteni, televizyonunu, internet iletişimini engelledi,
“O” hep mağdur olduğunu iddia etti, dinin tüm kutsal olgularını (ibadet, kutsal mekanlar, iman, tesettür) hep seni istismar etmek, korkutmak için kullanmaktan çekinmedi. (Camilerimize girdiler, orada içki içtiler, baş örtülü bacımı yerlerde sürüklediler )
VE SONUNDA ÖĞRENDİN Kİ,
“O” senin emanet ettiğin devletini koruyamamış, devletini -kendi tabiri ile- kumpasçılara, hainlere, örgütlere teslim etmiş, devletin tüm kurumlarının işgal edilmesine göz yummuş, devlet sırlarının ortalığa dökülmesine mani olamamış,
VE ÜSTÜNE ÜSTLÜK ŞİMDİ DE,
“O” ve onun adamları, hiçbir şekilde evden çıkmaman, sırtından sağladığı sayısız menfaatleri bilmemen, aklının her an savaşa gönderdiğin oğlunun, kardeşinin, eşinin, sevdiklerinin, komşunun çocuklarının şehit haberini beklemende olmasını sağlamak, tüm günahlarını unutturmak uğruna,
SAVAŞ ÇIKARTMAK İÇİN TÜRLÜ ÇİRKİN BAHANELER YARATMAYA ÇABALADIĞI,
“O”NUN ADAMININ, "O"nun adına,
“GÖNDERİRİM 4 AJAN, ATTIRIRIM 8 FÜZE BURAYA, ALIN SİZE SAVAŞ GEREKÇESİ”
DİYEBİLECEK KADAR ALÇALDIĞI, HAİNLEŞTİĞİ,
İFŞA OLDU !
“O” ARTIK BİR MÜFLİS !
Muhafazakar, Muttaki kardeşim,
Evladım, torunum, ülkemin geleceği hakkı adına,
Biliyorum, senin elin CHP’ye, MHP’ye oy atmaya gitmez, çekinirsin.
Ama artık “O” nun emellerine, günahlarına da ortak olma,
Çıkma Pazar Günü evinden,
Kimseye OY ATMA,
Müflisin yanında yer alma, at sırtından, ne hali varsa görsün !
ŞU ÇOK ÜRKÜTÜCÜ VE KORKUTUCU HADİS-İ ŞERİF’İ DE UNUTMA,
“Ümmetimden müflis o kişidir ki; kıyamet günü namaz, oruç ve zekât gibi ameller ile gelir. Buna karşılık ona buna sövmüş, iftira etmiş, kiminin malını yemiş, kiminin kanını dökmüş ve kimini de dövmüştür. Ahirette bu iyilikleri hak sahiplerine dağıtılır. İyilikleri yetmeyip bittiği zaman da hak sahiplerinin günahlarından bir kısmı alınıp kendisine yüklenir ve cehenneme atılır.”
(bk. (Müslim, Birr 6; Tirmizî, Kıyamet 2)
*** HATIRLATMA :
MUTTAKİ : Takva üzere yaşayan mü’min
TAKVA : Korkma, sakınma, Allah korkusuyla günahlardan korunma
Haluk Erpeden - 28.03.2014

İNLERİNE GİREMEDİN, DİBİNE GİRDİLER !

Meydanlarda
"Inlerine gireceğiz, inlerine" diye
Çemkiriyor 
Van münütçü zübük
Ulan ( senin tabirinle )
İlk tapeler 17 Aralık'ta açıklanmadı mı,
Sende demedin mi
Bunları bitireceğiz diye
13 Mart'ta, yani 3 ay sonra
Senin Dış İşleri Bakanın Ahmet Efendi'nin odasına giriyorlar,
Dinliyorlar, yayınlıyorlar,
ININIZİ BIRAKIN, DIBINIZE KADAR GIRDILER
Donunuzu alsalar haberiniz olmayacak be,
Bu mu devlet idaresi, bu mu devlet gücü
Haydi oradan zıpırlar,
Rezil ettiniz hepimizi,
Koskoca Türkiye Cumhuriyetini iki paralık ettiniz
Atamızın kemikleri sızlıyordur eminim
Çekin gidin pespayeler
Yerin taaa dine kadar yolunuz var !

Haluk Erpeden

BU MEMLEKETTE YAŞAMANIN GEREĞİ

Siz bu memlekette yaşamıyor musunuz ?
Sizin oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz bu savaşa gitmeyecek mi ?
Onların cenazeleri geldiğinde hala "çalarsan çal, yersen ye, sen benim "haşa" peygamberimsin" diyebilecek misiniz ?
Onu sevmeyen bir komşunuzun oğlu, sırf oy uğruna ülkeyi savaşa sokan bir namert yüzünden şehit olduğunda sevinecek misiniz ?
"Gönderirim 4 ajan, atarlar bu tarafa 3 füze, alın size savaş gerekçesi" diyebilen şerefsiz vatan hainlerini hiç mi lanetlemeyeceksin ?
Siz HIRSIZLARIN, KATİLLERİN VE KENDI EMELLERI UĞRUNA VATANINI SATMAKTAN ZEVK ALACAK KADAR GÖZÜ KARARMIŞLARIN işbirlikçisi mi olacaksınız ?
"Bunlar lobici, montajcı, casus lafları ile kandırılmaya daha ne kadar müsaade edeceksiniz ?
ARTIK GÖZÜNÜZ AÇILSIN,
ARTIK BU NAMERTLERİN OYUNCAĞI OLMAYIN,
BAKARA MAKARA DIYE KUTSAL KİTABIMIZLA ALAY EDENLER,
SIZDEN CESARET ALIYORLAR,
ATIN BUNLARA TOKADI ARTIK,
HİÇ OLMAZSA BUNLARA DA KIMSEYE DE OY VERMEYİN !
Ama şunu da bilin ki,
Bu pespayelerin arkasında durursanız,
Gelecek her şehit, onların anası ve de BEN
AHİRETTE YAKANIZA YAPIŞIR, HESABINI SORARIZ,
YÜCE RABBİM NE EDER,
ONU DA SIZ DÜŞÜNÜN !

Haluk Erpeden

20 Kasım 2013 Çarşamba

NE MUTLU (!) IRKÇIYIM DİYENE

Millet ya da Ulus kavramı,
An da birlikte yaşayan insan topluluğunun,
Gelecekte de bir arada olma arzusunu sürdürmesini gerektirir.

Millet olabilmek için ortak ve bağımsız bir irade tesisi esastır.

Essentialist (Temel esasçılık) görüş,
Belli bir grubun temel özelliklerinin, topluluğun tümüne genellenerek,
milletin her türlü etkiden bağımsız olarak var olduğunu savunur.

Osmanlıca'da millet dini grupları belirtmek için kullanılan terimdi.
19. yüzyıla kadar,
Tüm azınlıklar yani gayri müslimler, millet anlamı içinde kabul edilmemişler ve sünni milletinin ayrıcalıklarından yararlanamamışlardır. 

Bu görüşün bağımsızlık ve irade olguları ile çeliştiği ortadadır.
Dayatma mevcuttur, dolayısıyla da, en saf tabirle, tarafgir bir uygulamadır.

Mustafa Kemal Atatürk, yaşadığı tüm siyasal dönemlerin analizini detaylandırabilmek ve evrensel sonuçlar çıkarabilmek gibi, her kula nasip olmayacak bir yeteneğe sahipti.

Irk kavramını kullanmaktan her zaman kaçınmış ve
"Türk Milleti milli duyguyu, insani duyguyla yan yana düşünmekten zevk alır. Vicdanında milli duygunun yanına insani duygunun şerefli yerini daima muhafaza etmekle iftihar eder."
demekle de, millet olmanın en önemli şartlarından birisinin de,
aynı zamanda insan olarak bir arada yaşamak olduğunu ayrıca vurgulamıştır.

Atatürk, Nutuk da,“Topyekun Millet” ifadesini kullanırken, bu oluşumun içinde yer alan Türk, Kürt, Çerkez, her milletten, Sünnî, Alevi, her mezhepten insanları kasteder, herkesi kucaklar.

"Ne mutlu Türküm diyene" ifadesinde yer alan TÜRK kelimesinin,
"Topyekun Millet" ile eş anlamlı olduğu nettir, açıktır.
Ama izanı olana ! 

İzanı olduğu halde, "Türk kelimesi gururuma dokunuyor" diyenlerin ve kör gözüm parmağına misali destekleyenlerin ise,
Başlıktaki ifadeyi üzerlerine yafta olarak yapıştırmalarının,
Bence hiç bir mahzuru yoktur ! Yakışır !







28 Ekim 2013 Pazartesi

CUMHURİYETSİZLİK


CUMHURİYETSİZLİK
(TÜRKİYE CUMHURİYETİ HERKESİN MİDİR ACABA ?)

Ülkemizde Cumhuriyet kavramı,
“Ulusun, egemenliğini kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği vekilleri aracılığıyla kullandığı devlet biçimi
Şeklinde algılanmaktadır ve aslında doğrusu da budur.
(Biz bazılarını sinirlendirmeyelim ve ULUS yerine UMUM, onun yerine de HERKES diyelim.)

Aristo “Cumhuriyet, HERKESİN çıkarını gözeten halk yönetimidir” demiş.
Günümüz Türkiye’sinde HERKES  gerçekten yönetimde halk olarak temsil edilmekte midir,
Yoksa, HERKES dendiğinde akla, yalnızca, 
yüzde bilmem kaçın oy verdiği temsilciler mi gelmektedir ?

Bu HERKES’den herhangi birisi ortaya çıkıp,
“Bunlar benim değil, kendi çıkarlarını temsil ediyorlar, dolayısıyla,
Benim egemenliğim elimden alınmıştır” derse,
Ne olmalıdır ?
Bu sorunun cevabını yaşasaydı Aristo’ya sorardık, o halde biz,
“Ne olmaktadır” sorusuna cevap alalım Temsilcilerden.

Eğer cevap “BEN” “BİZ” “BİZLER” benzeri, belirsizlik içeren ve
Egemenliğin yerini alan söz yumağı halinde gelirse,
Anlamak gerekir ki,
HERKESİN egemenliği gitmiş, yerine,
“HERKESE rağmen, BAZILARI için” yönetimi gelmiştir.

Bunun adı da HERKESİN CUMHURİYETİ değil,
Solon’un tabiriyle,
Bir tür dereceli Oligarşi, yani TİMOKRASİ olur ve
CUMHURİYETSİZLİK başlar.

Biline…

21 Ekim 2013 Pazartesi

PİLOTLARI KİM YAKTI, KİM KURTARDI

PİLOTLARI KİM KURTARDI, KİM KUTLADI ?

Aşağıdaki yazıyı 10 Ağustos'da kaleme almıştım.
Bugün 21 Ekim
Pilotlar 2 gün önce bırakıldılar,
Yazının son kelimesini düzeltir ve özür dilerim
"Katar" olmalıymış !

Ancak, bu katar başka katar,
Bunun artık son vagonu yok, o vagon Lübnan'da kaldı
İçinde, pilotları yakan Zaaf(i) Ahmet Efendi'nin 
Osmanlı hülyası ile birlikte.

Bu Katar, Esed'den icazet alıp hacıları önüne kattı,
Pilotları paketledi, kendi uçan vagonu ile getirip,
"Ben"in önüne attı,
Ayıbımızı temizledi,
Kutladık devlet erkanıyla !

""Evvel zaman içinde,
Lübnanlı Şii Hacı Adayları, kutsal yerleri ziyaret için,
İran'a doğru yola çıkarlar.
Suriye'den geçerken,
İLKEL(i) Dış Politikacı Ahmet Efendi'nin dostları,
ÖSO tarafından rehin alınırlar.
Yakınları "sizin bunlarla aranız iyi, lütfen kurtarın" derler,
Ahmet Efendi ve Muktedir "iri" düşünürler ya,
"Meraklanmayın, elinizde bilin" buyururlar, ailelere.
Gel zaman, git zaman,
Rehinelerin aileleri, kazın ayağının başka olduğunu anlarlar, ama,
Aradan yıl geçmiştir.
"Bizde bu palavracıların milletinden rehin alalım da,
Akıllansınlar"
Şii Hacılar ve Türkiye.
NE ALAKA
GEL DE BUNU AHMET EFENDİYE ANLAT !
Pilotlarımız acı ve korku içinde bekleşiyorlar.
Yetiş İsrail !""

Pilotlar Serbest



20 Eylül 2013 Cuma

INNOCENT CIVILIAN TURKISH PILOTS 
KIDNAPPED IN BEIRUT

On August 9th, two civilian airline pilots and their cabin crew completed their regular Istanbul-Beirut flight and took a shuttle bus to their hotel, for their 3-hour rest before the return trip. On the way to hotel, however, the bus was intercepted by armed persons, Captain MURAT AKPINAR and first officer MURAT AĞCA was abducted.
The important point is they have been KIDNAPPED and still being UNDER CAPTIVITY, than who did this to them.
As of this petition, their captivity has reached its 39th day.
It's not acceptable by any means, that our pilots who have no relation or violation about this situation, being held for more than a month's time. We are demanding Akpinar and Agca's return to their homes and their family in worry and agony.
MASUM SİVİL PİLOTLARIMIZ 
BEYRUT'DA KAÇIRILDI

İki SİVİL Türk pilotu 9 Ağustos'ta İstanbul-Beyrut seferini yaptılar, dönüş seferini beklemek üzere, otellerine gitmek için, kabin ekibi ile birlikte bir servis minibüsüne bindiler. Servis aracı yolda silahlı kişilerce durduruldu, kaptan pilot MURAT AKPINAR ve II.pilot MURAT AĞCA kaçırıldılar
Önemli olan, neden ve kimler tarafından kaçırıldıkları değil, KAÇIRILMIŞ ve hâlâ ESARET ALTINDA olmalarıdır. 
Bu imza kampanyasının başlatıldığı tarihte (24 Eylül 2013) itibariyle esaretleri 46ncı gününü doldurmuştur. 
Kaçırılma sebebi ile ilgili, hiç bir bağ ve suçları olmayan pilotlarımızın, 1 ayı aşkın süredir esir tutulması kabul edilemez. Akpınar ve Ağca'nın hemen ülkelerine, merak ve ızdırap içinde olan ailelerine kavuşturulmasını bekliyoruz.

13 Ağustos 2013 Salı

EVDEKİ %50 HANGİ DEVLETİN VATANDAŞIDIR ?

"ERDOĞAN KENDİ DEVLETİNİ KURDU"
Kemal Kılıçdaroğlu'nun CNN Türk de, Hande Fırat'ın bir sorusuna verdiği cevap bu.
Haklı mı ? Bakalım ;

Devlet nedir ve devlet olmanın ana unsurları nelerdir?
Klasik anlamda, bir toprak parçası üzerinde bağımsız bir örgüt kurmuş insan topluluğu,
DEVLET olarak adlandırılır.

Toprak parçasına ÜLKE, insan topluluğuna NÜFUS denilebilir.
Bağımsızlık ise Ülke üzerinde Nüfusun Hakimiyeti olarak tanımlanabilir.

Durum böyle iken, TC Devleti ile aynı topraklarda ve aynı zaman diliminde, BİRİLERİNİN,
Başka bir devlet kurması olası mıdır ?
ZIMNİ olarak Evet.

Kılıçdaroğlu'nun savını destekleyen çok sayıda etmen mevcuttur :
BENİM ( Bakanım, polisim, askerim, valim, kaymakamım, milletim ve YÜZDE ELLİ'm)

Pekala, "benim" olduğu söylenen kamu görevlileri dışında, Adı konulmuş mu, konulmamış mı olduğu bilinmeyen, ancak,
Derinde (!) değil Satıhta ve alenen yer aldığı kesin olan,
Bu İkame Devletin (!)
VATANDAŞLARI Kimlerdir?

"Evde Bekletilen" %50 mi ?
Bu devletin vatandaşları olmayanlar hangi haklardan mahrumdurlar ?
Devlet terörü sonucunda ölen ve sakat kalanlardan hangi devlet sorumludur ?
Pilotlarımızın kaçırılmasına, sınırda yaşamın zehir olmasına neden olan dış politika hangi devlete aittir ?

ESAS MERAK ETTİĞİM İSE ;
Biri Resmi, diğeri Zımni bu İki Devletin Vatandaşları DÜŞMAN MIDIRLAR ?




12 Ağustos 2013 Pazartesi

SABAH - ZAMAN TARTIŞMASINDAN İNCİLER (!)

"Dumanlı : “Cemaat içinde anket yapmışlar da büyük bir çoğunluk ‘Kim ne derse desin oyum AK Parti'ye…’ demiş. Bunu uyduranların niyeti önde görünenleri itibarsızlaştırmak olmasa gülüp geçmek lazım."

Şimdi, her şey tamam, oyu kim alacak, kim verecek.

"Yahu siz çekilin bir aradan!
değil birkaç sene önce, önemli bir siyasî figür gazeteyi ziyaret etti. Daha hoş beş diyemeden Başbakan Tayyip Erdoğan aleyhine verip veriştirmeye başladı." "O, şimdi AK Parti'nin önemli adamlarından biri oldu."

AKP nin has adamı biziz, siz sonradan olmasınız. Kenara çekilin de biz işimizi yapalım.

"Cemaat böyledir, Cemaat organlarında yazanlar iktidar yanında yer almaz" demeyin sakın.
Ben 28 Şubat post-modern darbesinde çok kısa süre Zaman'da yazmak imkânına kavuştum. Ama dönemin sorumlularından biri olan Mesut Yılmaz'ı eleştiren cümlelerim yazılarımdan çıkarılmak istendiği için ayrıldım Zaman'dan."

Ben her devrin adamıyım. Hala anlayamadınız mı? Siz bugün var, yarın yoksunuz.

11 Ağustos 2013 Pazar

GEZİ KAHRAMANLARINA İTHAF : BRIDGE OVER TROUBLED WATER

Simon & Garfunkel ın muhteşem parçasının lirik şiirini
Gezi Çapulcularına ithaf ediyorum,

When you're weary, feeling small
Sen yorgun, küçük hissederken,
When tears are in your eyes I will dry them all
Gözlerinde yaşlar varken, ben hepsini sileceğim.
I'm on your side, oh, When times get rough
Yanında olacağım, oh, işler kötüleştiğinde
And friends just can't be found
Ve arkadaşlar sadece bulunamaz

Like a bridge over troubled water,
Belalı su üzerine köprü yapmak gibi,
I will lay me down,
Kendimi feda edeceğim
Oh, like a bridge over troubled water
Oh, belalı su üzerine köprü yapmak gibi,
I will lay me down
Kendimi feda edeceğim

When you're down and out, when you're on the streets
Sen bunalımda ve dışarıdayken, sokaklardayken
When evening falls so hard, I will comfort you
Gece çöküyorken, seni rahatlatacağım.

I'll take your part when the darkness falls and pain is all around
Gece olduğunda ve acı her yerdeyken, sana düşeni alacağım
Yes, like a bridge over troubled water,
Evet, Belalı su üzerine köprü yapmak gibi,
I will lay me down,
Kendimi feda edeceğim
Oh, like a bridge over troubled water
Oh, belalı su üzerine köprü yapmak gibi,
I will lay me down
Kendimi feda edeceğim

Sail on, silver girl, sail on by
Yelken aç, gümüş kız, ona yelken aç
Your time has come to shine
Parlama zamanın geldi
All your dreams are on their way
Bütün düşlerin yolunda
See how they shine
Onların nasıl parladığını gör
Oh, if you need a friend,
Oh, eğer bir arkadaşa ihtiyacın olursa
I'm sailing right behind
Tam yanında yelken açıyor olacağım

Yes, like a bridge over troubled water
Evet, belalı su üzerine köprü yapmak gibi
I, I will ease your mind
Ben, ben aklını rahatlatacağım
Like a bridge over troubled water I will easy your mind
Belalı su üzerine köprü yapmak gibi, aklını rahatlatacağım.

[kaynak: http://elviscevirilerim.blogspot.com/2013/02/elvis-presley-bridge-over-troubled.html ]

10 Ağustos 2013 Cumartesi

BİZİM EVİN YAKIŞIKLISI

Adı Uyku,
Birinci sınıf sokak kedisi,
Doğuştan eğitimli bir ev yöneticisi,
3 yetişkin kölesi var,
Sabahları beni öpmeden çişe (!) gitmez.

PİLOTLARIMIZ NEDEN KAÇIRILDI, SORUMLU KİM ?

Evvel zaman içinde,
Lübnanlı Şii Hacı Adayları, kutsal yerleri ziyaret için,
İran'a doğru yola çıkarlar.
Suriye'den geçerken,
İLKEL(i) Dış Politikacı Ahmet Efendi'nin dostları,
ÖSO tarafından rehin alınırlar.
Yakınları "sizin bunlarla aranız iyi, lütfen kurtarın" derler,
Ahmet Efendi ve Muktedir "iri" düşünürler ya,
"Meraklanmayın, elinizde bilin" buyururlar, ailelere.
Gel zaman, git zaman,
Rehinelerin aileleri, kazın ayağının başka olduğunu anlarlar, ama,
Aradan yıl geçmiştir.
"Bizde bu palavracıların milletinden rehin alalım da,
Akıllansınlar"
Şii Hacılar ve Türkiye.
NE ALAKA
GEL DE BUNU AHMET EFENDİYE ANLAT !
Pilotlarımız acı ve korku içinde bekleşiyorlar.
Yetiş İsrail !

HALA SİYASAL İSLAM PEŞİNDELER

MISIR'DA "Yapılacak ilk seçime bütün siyasi grupların katılmasına izin verilmelidir."
Bunu söyleyen TC Cumhurbaşkanı.
Daha önce AKP kanadından buna benzer talepler dinledik.
Amaç ne ?
Mısır'da halkın çoğunluğunun istemediği Siyasal İslam'ı
Yeniden tesis etmek.
Nasıl ?
Mübarek sonrası olduğu gibi,
Katakulliyle radikal islamcıların % 25 -30 la iktidara gelmelerini sağlayarak.
Mursi böyle geldi, ilk işi anayasayı şeriat hükümleri ile donatmak oldu.
Millet uyandı, ancak, darbe oldu.
Mutlak Çözüm,
Tüm ULUSAL siyasi görüşlerin ve batının samimi kanadının katılımı ile,
YENİ VE DEMOKRATİK BİR ANAYASA
Halkın desteği referandum ile alınmalı.
SONRA seçim.
YOKSA, bizimkilerin önerdiği gibi anayasasız bir seçim, 
Malumun ilanı ve tekrarı olur.

OTOBÜSLERE ELEKTRONİK MUHBİR !

II. Abdülhamid, halkın içine paralı JURNALCİLER yerleştirir, ne olup bittiğini öğrenirdi.
Devir Değişti, ülke çağ atladı.
Artık MUHBİRLİK insan işi veya mesleği 
olmaktan çıktı.
İşi elektronik teknoloji devraldı.
Belediye otobüslerinde neler konuştuğumuzu çok merak ediyorlar,
bu yüzden uykuları kaçıyordu.
Tamamdır, kaçış yok, işaret diliyle bile konuşsanız,
YAKALARIZ.